Canım kızımın yazısı. O kadar doğal, içten, akıcı yazmış ki... Ne kadar yetenekli benim bir tanem. Duygularını, düşüncelerini çok iyi ifade ediyor. Bizden duyup dinlediklerini nasıl da aklında tutup böyle bir yazıya dönüştürüyor. Gurur duydum bir tanemle. Yaratıcılığının parlamasını, o güzel yüreğinin hep özgür olmasını diliyorum...
Minamızdan...
Babam çocukken ailesinin maddi durumu o kadar iyi değilmiş.Bu özellikle çok zor olmuş çünkü 3 kardeşlermiş. Uğur, Tayfun ve benim babam yani Hakan.Buna rağmen o zamanlarda telefon oyunları ya da ekranda oyunlar olmadığı için kendilerini eğlendirmeyi biliyorlarmış.
Babam okuldan geldiğinde annesine bulaşıkları ve kıyafetler yıkamasına yardım ediyormuş. Tayfun ve Uğur ise başka işler yapıyormuş. Babam küçükken voleybol oynamayı çok seviyormuş.Bir de “Atari” adlı bir oyun oynuyormuş.Hatta bir gün oyuna o kadar dalmış ki cam kapıyı açarken yanlışlıkla yanlış yöne ittirip ellerini sıyırmış ve dikiş yaptırmak zorunda kalmış.Bugünlerde eline baktığımda ilk gördüğüm şey o oluyor…
O zamanlar okul gezisi babamın okulunda yokmuş.Olsaydı da babamın ebeveynlerinin verecek yeterince parası yokmuş. Yaz tatilleri için çoğu zaman Çınarcık‘a gidermiş, hatta orda kız arkadaşı bile varmış. Hep arkadaşları ile takılıp, denize girermiş.
Arkadaşları ile ebelemece,iztop,ortada sıçan, vb. oyunlar oynarmış. Evlere hiç çıkmazlar mış.O zamanlar çok gelişmemiş teknolojik oyunlar varmış mesela Atari.Ama onun dışında çok ağırlıklı top ve atlama ipi kullanırlarmış. Babam 7-8 yaşlarında iken annesini bir pastanede bekliyormuş. O arada bir çeşit halat görmüş.Ama bu halat sert ve cildi zedeleyen bir halat çeşidi imiş.Babam bilmiyormuş tabii. O halata asılıp bir çatıdan öbür çatıya sallanayım ve Tarzan olayım derken elleri yanmaya başlamış.Elleri yandığı için dişleri ile tutunmaya çalışmış.Dişleri o kadar ağırlığı taşıyamayıp kırılmış ve babam yere düşmüş.Annesi çıktığında ve babamı gördüğünde kalbi çok kırılmış. Dişleri kırık,elleri çizik,kanlı eve gitmişler.
Babamın ve kardeşlerinin doğum günleri kutlanırmış o kadar süslü,zengin ve kokoş değilmiş ama buna rağmen çok neşeli geçermiş. Babam, çocukluğunu ne kadar da fakir geçirse mutluluğu ve keyfi hep zenginmiş. Güzel bir annesi,kardeşleri ve babası olduğu için şükürler ediyormuş.
Şimdi annesi ve babası maalesef kalp hastalıkları yüzünden hayatlarına veda ettiler. Ama biz onları unutmayacağız.
Allah size huzur versin Aysel ablam ve Mehmet dedem…