İş ve kariyer konusundaki düşüncelerim sürekli bir değişim içerisinde.
Günüm günüme uymuyor.
Bir kalkıyorum, "prestij, havalı bir firma, süslü bir pozisyon, güçlü bir koltuk..." diyorum;
Başka bir gün ya da daha kötüsü veya iyisi, aynı günün farklı bir diliminde "seveceğim iş, şu sıralar para kazanabileceğim, esnek saatleri olan, İstanbul trafiğinde hırpalanmayacağım, samimi bir ortam..." diyorum...
Dün akşam, Makine Mühendisi olup uluslararası bir firmada yıllarca yöneticilik yaptıktan sonra işi bırakıp hobisi olan briçi işi haline getiren arkadaşımız Emrah'la beraberdik.
Şu anda hatırı sayılır bir briç klübünü devralmış durumda, dersler ve turnuvalarla dolu bir hayatı var.
İnanır mısınız bu olaya el attığından beri yüzündeki çizgiler yok oldu, bakışları değişti, gülüşü daha bir doğal, hareketleri daha sakin ve ılımlı...Huzur dolu!!!
Onunla sohbet ederken, onun bu geçiş dönemindeki gel-gitlerini anımsadım. Ona hep "Deli misin, sevdiğin şeyi yap, bir an bile düşünme, korkak olma, sevdiğin şey hem mutluluk hem kazancı getirecektir..." diye tavsiyeler verdiğimi, bu duygularımı ateşli ateşli savunduğumu çok iyi hatırlıyorum.
Şimdi konu kendim olunca aynı cesareti gösterememem ne tuhaf...
Önüme çok güzel bir fırsat çıktı aslında. 2 yıldır başımı yiyen bir fırsat.
Bu sefer yapacağım.
En azından deneyeceğim.
Güzel yanı, tanıdığım ve sevdiğim insanlarla yapacağım bir iş.
Evimin hemen yanıbaşında.
Sabah 10:00'da başlanıyor.
Akşam 18:00 gibi bitiyor.
Gün içinde esneksin, öğle yemeğine eve gidilebilir :)
Bu akşam bizim arkadaşlarla konuşup yarın halledeyim diye geçiyor aklımdan.
Hayata geçtiğinde, ilk duyan siz olacaksınız!
Anlayanlar olmuştur bile :)))
Tabii ki umarım teklifleri hala geçerlidir :)))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder