Yazmak için gelmedim bugün. Sadece bir tıklamak istedim ve tuşlamak, sonra da görmek ortaya çıkacakları...
Geçenlerde trafikte çıldırdığım bir an oldu. Cidden kendimi kaybettim. Direksiyonu yumrukladığımı hatırlıyorum. Uzun zamandır bu kadar tutkulu sinirlenmemiştim. Kendimi çaresiz hissettiğim içindi öfkem, biraz da çözümsüz ortama kızdım, "eee, ne yapacağız bu cahil insanlarla? aynı ortamda yaşamak zorunda olmamız ne kötü???". Evet, ayrımcı bir yaklaşım, çünkü ben Türkiye'deki cahil çoğunluğun eğitilebileceği bir sisteme olan inancı taşıyamıyorum içimde.
Bu cahillik her yerde sürüp giden saygısızlıklarla, itişip kakışmalarla, yerlere çöp atanlarla, ne yaptığının farkında olmayanlarla her geçen gün salgın gibi yayılıyor!
Üç yolun kesiştiği bir noktada, arabaların birbirlerine yol vermemeleri nedeniyle sarpa sarmış olan bir aşamada, sıra bana geldiğinde, trafiği kapamamak için bekledim biraz. Ve ne olsa bağenirsiniz, arkamdaki taksi fırlayıp önüme geçti ve yolu kapattı. Ona insan olmadığını haykırırken yüzüme bile bakamadı terbiyesiz ve defolup gitti. Hemen ardından da bir minibüs aynı şeyi yapmaz mı!
Böyle anlatınca üzerinde durulmaya değer gelmiyor ama bu hep ve her yerde tekrarlanan bir hadise, yani kronik bir arsızlığa dönüşünce çileden çıkıyor insan.
Ne yapacağımı bilemedim o an.
Bunu yapan magandalara zarar vermek istedim.
Onları üzmek istedim.
Ve bu insanlara doğruyu öğretmektense, onlara karşı anladıkları dilde ve davranışla hareket etmenin daha anlamlı olacağı sonucuna vardım.
Saygısız ve terbiyesiz olan ben olacağım. İyi niyetimin suistimal edilmesindense onları kudurtayım yerlerinde.
Ve her zaman yaptığım gibi, yaya geçitlerinde öndeki araba ben isem duracağım ve bekleyeceğim çünkü bu magandalar durmadıkları gibi duranlara da deli gibi korna çalıyorlar. Onlar çaldıkça ben keyifleneceğim :)
İşte budur!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder