Amsterdam'dan dönüş, İstanbul'a tekrar "merhaba"

Ve döndüm Amsterdam'dan.
2 gün önce.
Aklımda kalanları hemen sıralıyorum:

1. Özgür'ün yaklaşık 4-6 hafta sonra gelecek olan bebisinin odasını hazırladık, kıyafetlerini dolap ve çekmecelerine yerleştirdik.
2. Gezdik - Bol bol gezdik. Sokak pazarını, çiçek parkını, meydanını, Van Gogh müzesini, yakın yerleşim yerlerini, deniz kenarlarını, evet evet kumsallarını da, yeni denizin üstüne modern mimari evlerin yapıldığı kısımlarını...
3. Amsterdam'lıların haftasonlarını doğayla başbaşa geçirmelerine olanak tanıyan sitelerini...
4. Bir barbekü partisi
5. Tipik Amsterdam evinde bir akşam yemeği
6. Sahil kasabasındaki yemekler
7. Noordwijk'te Deniz'e yapılan ziyaret, oğlu Teoman ve bahçede müthiş bir güneş keyfi
8. Akşam yemeklerinde Aykut'tan seçmeler - fırında pirzola, fırında somon (hepsi özel soslarla bezenmiş...) - Bütün gün çalışıp yorgun argın eve gelen Aykut'un üzerinde yorgunluğun "y"si yok, bitmeyen enerjisi ile mutfakta harikalar yaratıyor
9. Babypark'ta geçen gün de unutulmaz, ne çok çeşit, ne hoş bir ortam...Annneliğe hazırlananlar için bulunmaz nimet!
10. Kraliçe'nin doğum gününde sokaklardaki şenliğe, deliliğe, coşkuya katılmak...
11. Gece bir coffee shop'ta ucundan kıyısından kemirilen "space cake"! Hakan yok diye bitirmeye cesaret edemediğim, ama aklımın kaldığı, bir dahaki sefere Hakkuş'la gidilip tamamına erdirilecek diye kendimi avuttuğum mamul...
12. Dönüşte Özgür'ün havalimanında beni uğurlarken sarf ettiği gözyaşları...

Bir Amsterdam seyahati ancak bu kadar güzel olabilirdi...

Ne şanslıyım bu kadar tatlı dostlarım, onların da şeker dostları, ortamları, yaşamları olduğu için...
Ne şanslıyım tüm bunları doyasıya yaşayabildiğim için...

İstanbul'a varışımın koparan anı Hakkuş'la havalimanındaki buluşmamız.
Boynuna sarılırken onu 1 hafta değil sanki bir ömürdür görmemişim gibi özlediğimi fark ettim.
Kocaman öptüm.
Onda kaldım...

seni seviyorum bebeğim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder