İlahi adalet işbaşındaydı...

Lisenin popüler, havalı, çalışkan olduğu kadar da sosyal kızlarından birini anlatacağım. Ve onun sevgilisini. Sonra üniversite sınavı telaşını. Ardından da hayatın ve ilahi adaletin oyununu...


Öyle başarılıydı ki, sınavda sadece 3 tercih yapacak, Boğaziçi İşletme, İktisat ve Uluslararası İlişkiler Bölümleri'ni yazacak, nasıl olsa bunlardan birine havada karada girecekti.

Hayatında herşey yolundaydı. Derslerinde inanılmaz başarılı, okulun ikincisi, hem okul orkestrasında şarkı söylüyor, hem tüm organizasyonlarda sunucu, şiirler okuyan, konuşmalar yapan, etrafında bir hayran kitlesi olan bir kız. Bir de ona çok düşkün, hayatını ona adamış, taaa ortaokul yıllarından beri onun peşinden koşan, sonunda onunla olduğu için kendini çok şanslı sayan, yakışıklı olmasa da okulun sevilen çocuklarından biri olan Murat'la da birlikte.

İnişli çıkışlı, kızın sürekli şımarıklık, naz ve kapris yaptığı çocuk, üniversite sınavından tam 2 ay önceki tartışmalarında, kızın her zamanki "ayrılalım o zaman" sözü üzerine ilk defa "Tamam" diyor ve ayrılıyorlar.

Kız kendinden çok emin. "Nasıl olsa kapanacak yine ayaklarıma..." diye düşünüyor. Hatta buluşup görüşüyorlar yine ama Murat'ta değil ayaklarına kapanmak, tekrar olabileceği ihtimaline dair bile en ufak sinyal yok.

Yaklaşan üniversite sınavından bahsediyorlar haliyle. Bir gün Murat diyor ki "Benim babamın üniversite diploması yok ama benim olacak. Kazanamasam da bastırıp parayı girerim bir yere"

Kızın ise kazanamaması durumunda tek şansı bir sonraki sene tekrar hazırlanmak. Bu ihtimali aklına getirmemeye çalışsa da o gün, Murat'ın o lafı çok fena oturuyor içine.

Evet, çok fena otturdu içime lafı. Bir de sırıtışı. Sanırım unutmayacağım. Onu çok sevmesem de değer vermiştim, ama o gün kendini tamamen sildi gözümde...

Herşey bitmişti. Tekrar beraber olamayacağımız, onun gibi biri tekrar karşıma çıkmayacağı için çok üzülmüştüm.

Aynı zamanda bir şok yaşıyordum. O asla beni terk edemez diye düşünürken işte kalıvermiştim bir başıma.

Bu durum, sınav hazırlık dönemimde hiç de iyi gelmedi bana. Konsantrasyonumu bozmadığını söyleyemem. Ne kadar engellemeye çalıştıysam da etkilendim fena halde.

Sonunda, sınavda 3 değil 10'un üzerinde tercih yaptım.

Sınavdan çıktığımda kazanamadığıma inanıyordum çünkü soruları çözerken hem çok heyecanlanmış, hem de sınav öncesi bilinçsizce aldığım sakinleştirici şurup nedeniyle sersemlemiştim.

Yazın sonuçlar açıklandığında, 11. tercihime girmiş olduğumu gördüm. İstanbul Üniversitesi'nin İngilizce İktisat Bölümü'ne...Hiç sevinmedim ama şimdi düşünüyorum da,fena değilmiş. Hele onca tatsız hadisenin ardından yine iyi bir sonuç denilebilir.

Her neyse, sonra ne oldu biliyor musunuz?

Ben okudum adam oldum. :) İyi yerlerde güzel işler yaptım, hala devam ediyorum.

Murat, paralı bir üniversitenin köfte bir bölümüne girip ya hazırlık sınıfında ya da sonrasında oradan atıldı.

Dediği gibi parayı bastırdı ama diploma alamadı.

Üzülmedim ne yalan söyleyeyim.

Adalet yerini buldu bence.

Şimdi niye yazdım bunu? Çünkü üniversite sınavı yaklaşıyor.

Çünkü hayatta herşey insanlar için...

Ha bir de dünya tatlısı bir adamla evlendim. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder