Banu'nun "Neden?" çığlıklarıma zilyonuncu cevaplarından biri...

Aşağıdaki yazıyı yazdıktan sonra hızımı alamadım ve sevgili dert ortağım, sırdaşım, akıl hocam Banu'dan yardım istedim. "Ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum, ne olur bana fikir ver" dedim ona.
Bakın o da bana neler yazmış. Ancak sadece onun rızası olan kısmını paylaşabileceğim:

"Şikayet eden, sızlanan insan çoğunlukla yardım isteyen değildir. (çoğunlukla diyorum özellikle, çünkü bazen yardım isteme şekli bu da olabiliyor) Temelinde yatan neden ilgi görmek istemeleri oluyor. Bu klasik anlamda saçlarını okşa tadında bir ilgi olmayabilir. Ama sonuçta bu ilgi isteğini fark edilme isteği olarak da düşünebiliriz. Nasıl tanırsın bu kişileri, yani bu yaşam enerjisi emicileri: sen zilyon tane çözüm ürettiğin halde o hiç bir çözüm geliştirmez ve senin dediklerini de denemez. Gelir gider hep dert yanar.

İşin doğrusu şu ki sızlanan insana (yani sadece sızlanmak için sızlanan insana) kimse yardım edemez. Bunlar da bir tür duygusal vampirdir. Hatta karşılaşabileceğin en kötü vampir türü bunlar oluyorlar. Bu insana yapılabilecek hiç bir şey yoktur, orada terk etmek ve en kısa yoldan kendini kurtarmak gerekir. Çünkü bunlar uzun vadede seni yer bitirirler, yaşama isteğini sömürür, yerine bir karamsarlık, bıkkınlık ve umutsuzluk yani kısaca öğrenilmiş çaresizlik bırakırlar. Gördüğün ilk yerde bulaşmadan kaçmakta fayda vardır. Ama olur da kurtulamazsan onların yeni oyun sahası olursun ta ki tükenene kadar."

Çarpıcı değil mi?

Bundan sonraki yorumları benim için daha da vurucu :)
Resmen bir kopyasını alıp duvarıma asmak istiyorum ya da sürekli yanımda taşımak. Çünkü kendime sürekli hatırlatmam gerekiyor bu notları...

işte böyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder