Ananişim ameliyat oldu bugün...

Evet, 1 haftadır hastanede kırık kalçası ile yatıyordu.
Neyse ki ağrısı yoktu onu yerinden oynatmadığın sürece.
Geçen hafta Cuma sabahı düştü, yani 11 Haziran Cuma ve 18 Haziran Cuma da ameliyat oldu tonton.
Nasıl komik bir hatun anlatamam.
Dün gece ateşi çıkmış hastande, teyzeme "Ayakkabılarımı çıkar ayaımdan" demiş.
Teyzem bir türlü ikna edememiş onu yatakta olduğuna, ayağında ayakkabıları olmadığına...
Haliyle, sanki ayakkabı çıkarıyormuş gibi hayali hareketler yapmış.
Ananişim de soruyormuş bir yandan, "Nereye koyuyorsun ayakkabılarımı..."

Bugün ameliyattan odaya getirdiklerinde titriyordu.
Çenesi birbirine çarpıyordu.
Canım, o sırada bile üretiyor hatun.
Diyor ki "Aşağısı (ameliyathane) mezbaha gibi. Fabrika usulü kesiyorlar. Sanki buzluktan çıkarılıp çözülmeye bırakılmış kıyma gibi oldum..."
Ne zeka!

Ananişim 84 yaşında.

Hepimizi nasıl mum gibi yapıyor anlatamam.

Ameliyat öncesi diyordu ki, "Ameliyatımı yapacak doktorlar kimler, gelsinler, kendilerini tanıtsınlar, bileyim ona göre...", sonra "Ameliyata girecek doktorların isimleri olan bir kağıt istiyorum, altını da imzalayacaklar..." dedi.

Beyni inanılmaz güzel çalışıyor.
Hiç yaşının kadını değil.
Cin gibi, zehir gibi!

Bugün ameliyatta kalçasının kırılan yerine platin takılması gerekiyordu, ancak doktor ananişimin kemiklerinin ve dizinin durumunu görünce, platinin tutmayacağını, uygun bir çözüm olmayacağını, bu yüzden de sadece kırık olan yeri çivileyip toparlayacaklarını söyledi. Dolayısı ile ameliyat bu şekilde gerçekleşti.

Ananişim ise, bu ameliyattan çok ümitliydi, çünkü kalçasına platin takılmasını ve daha rahat yürüyüp merdiven çıkabilecek hale gelmeyi umut ediyordu. Olmadı.

Ameliyattan çıkınca ilk iş "Taktılar mı platini?" diye sordu.

Aslında insanın aklına gelmez değil mi? Zaten platin takılması için planlanmış bir ameliyattan çıkınca insan takılıp takılmadığını sormaz.
Ama o emin olmak istediği için sordu.

Açıklamaya çalıştık.

Kabullenmiş göründü ama sanırım hayal kırıklığına uğradı.

Yürümeyi çok istiyor son 2 yıldır. Merdiven çıkabilmeyi istiyor. Aksi halde evinde olmak durumunda hep. Dışarıya senede bir kaç kez çıkarabiliyoruz çünkü bizim de gücümüz yetmiyor...

Ameliyat öncesinde ananişime yetişmeyi çok istediysem köprü trafiğine takıldım. Yolda yıkıldım. Teyzemi arayıp ameliyata girmek üzere olduğunu öğrendiğim anki çaresizliğimi unutmayacağım.
Tek şansım uçmaktı.
Tabii ki başaramadım. Gittiğimde, kısa bir süre önce ameliyata almışlardı.
"Ya ameliyattan çıkamazsa? Ya onu bir kez daha göremezsem" diye kahroldum. Kahroldum.
Bu konuda yeterince akıllıca planlama yapmadığım, yola daha erken çıkmadığım için kızdım kendime...

Bu arada, kuzenim Aslı ve eşi Ulaş, teyzem, annem ve kardeşim oradaydılar. Ama diğer kuzenlerim yoktu. Acaba ananişim onlar için daha mı az değer ifade ediyor?
Onu bir daha görememe ihtimalini düşünemeyecek kadar uyuşmuş ya da ÖLMÜŞ olabilirler mi?
Kızıyorum, elimde değil.
Onlarda da emeği var.
ve hayatının 84. yılında, o yaşa kadar kimseye yük olmadan gelmiş tatlı bir ihtiyar var orada.
Nasıl bu kadar duyarsız olabildiklerine şaşmadım. Kızdım. Çok kızdım!
"Herkesin kendi vicdanı" ve "Sana ne Eylem" desem de kızdım.

Ananişime bize yakın bir yerlerden ev bakarken bir emlakçı demişti ki "Aferin evladım, ananenizi düşünüyorsunuz. O bir daha sizin gibi olmayacak (gençlik anlamında) ama gün gelecek siz onun gibi olacaksınız..."

Bence bu söz bir çok şeyi ifade ediyor.

Bugün hastaneye gelmeyen kuzenlerime gönderiyorum bu sözü.

Çünkü gelen kuzenim ve kardeşim hepsinden daha yoğun çalışan, hepsinden daha zor şartlarda orada olmayı başarabilenlerdi.

Anlaşılan burada takılmışım biraz.

Yazmak iyi geldi.

Yoksa her birini arayıp bir çift laf etmek ve kalp kırmak var. Bunu da istemiyorum.

Sonradan üzülüyorum çünkü.

Haklı da olsam, kalp kırmak güzel değil...

Ananişimin iyileşmesi önemli olan.
Moralinin iyi olması.
Onu çok seviyorum.
Bende çok emeği var.

Bugün bu kadar sosyal isem,
Şarkı söylüyorsam,
Kendimi ifade edebilecek güvenim varsa,
YAZIYORSAM,
ve YAŞAYABİLİYORSAM
bunları hep ona borçluyum!

İnsanın sevdiklerinin acısı içini çok fena yakıyormuş.

Kimse sevdiklerinin acısını görmesin... dilerim ama hayatın bir parçası bir yandan da...kabullenmek zor...

seni çok seviyorumm ananişim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder