Ananişim hastanede...

Karmaşık hislerin benliğimi sardığı, beynimin ve düşünce gücümün zorlandığı günler yaşıyorum.
Gözlerim doluyor bir şarkıyla, bir düşünceyle veya bir sözle.
Canımdan çok sevdiğim ananişim hastanede. Geçen hafta evinde düştüğü ve kalçası kırıldığı için ambulansla apar topar götürdü kardeşim onu hastaneye.
Bir dolu şeyi sorguluyorum şu anda.
Ona daha iyi bakabileceğimiz bir ortam yaratamaz mıydık?
En azından 84 yaşında olup evinde yalnız yaşaması yerine, belki annemle yaşaması daha uygun olmaz mıydı? Ne demek uygun, daha iyi olmaz mıydı?
Evet, ananişim dünya tatlısı olmakla birlikte müthiş zor bir ihtiyar. Yaşla birlikte gelen klasik huysuzlukların ve geçimsizliklerin, paranoyaların ve çevresindekilere duyduğu güvensizliklerin üzerine, biraz da mizaçtan ve içten gelen yani doğasında olan cadılıkları ekleyecek olursak, zaptedilmesi bir hayli güç bir değer aslında.
Bu şekilde bakıldığında da birileriyle, ki bu birileri kızları da olsa, aynı evi paylaşması oldukça akla uzak geliyor :) ama yine de içime sinmiyor işte ve yazıyorum. Her ne olursa olsun, kızlarıyla yaşaması daha sağlıklı bir çözüm!
Zaten bundan sonra öyle olacak diye düşünüyorum çünkü ananişim iki gün sonra ameliyat olacak.
Kalçasına bir aparat takılacak, kırık yer onarılacak.
Çok endişeleniyorum.
Hatta ameliyat olacağını öğrendiğim gün kahroldum.
Ancak hastaneye gidip doktorlardan biriyle konuşunca rahatladım.
Ve şimdi doktorların hayatımızda ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yazacağım buraya.
Bence doktorluk mesleği dışındaki tüm meslekler hikaye!
Bunu anlamak için bir devlet hastanesine gitmek yeterli.
Bu insanlar o kadar özel ki...
Konuları "Hayat", "İnsan Sağlığı". Daha önemli ne olabilir ki?
O gün, yani ananişimi görmeye hastaneye gittiğim gün, o genç doktorla konuştuğumda bunları hissettim. Onların ne kadar özel olduklarını düşündüm. İçim kabardı ve sonsuz bir saygı duydum.
Onlar gerçekten elle tutulur, hayati işler yapıyorlar.
Ve bu işlerin parayla ölçülebilecek bir tarafı yok!
Ananişim iyileşecek.
Ben onu Alaçatı'daki evimize götüreceğim gelecek yaz.
Sörf yaptığımız yerleri göstereceğim.
Hakan sörf yaparken izleriz.
Belediyenin yerinde oturacağız.
Hava çok sıcak olacak, ama rüzgar bizi rahatlatacak.
Buz gibi limonata içeceğiz.
Çok mutlu olacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder